5 Mart 2011 Cumartesi

#2 ELLERİN EKRANLARI



Türlü şirketlerden türlü insanlarla yaptığım uzun görüşmeler sonucunda, plaza insanlarının en rahatsız olduğu davranışların:
1) başka birinin arkadan geçerken ve/veya yanına geldiğinde bilgisayarına bakması,
2) asansörde Blackberry'ye bir şeyler yazarken  yanındaki şahsın cep telefonuna bakması olduğu gerçeğine vardık. Peki bunca araştırmaya gerek var mıydı? Sen de sinir olmaz mısın, bir şeyler istemek için yanına gelen Yılmaz'ın ilk olarak ekranına göz atmasına? Oradan pay biç?


Bir zamanlar "Benim tek dostum içkim, sigaram.." diyen Tanju Okan, Modern Zamanlar'da yaşasa ve hasbelkader bir kurumsal şirkete kapağı atsaydı eğer; bu ikiliye Blackberry'si ve dizüstü bilgisayarını da ekler, arkayı dörtlerdi şüphesiz.
Zira;
dizüstü bilgisayarın = ofisteki solunum cihazın,
cep telefonun = yokluğunda eksikliğini hissettiğin bir uzvun artık...

Peki diğerlerinin uzuvlarına, solunum cihazlarına ne denli saygılısın?

"Sevgili Bilir Kişi, inan ben de farkındayım ayıp bir şey olduğunun; ancak birinin yanına gittiğimde veya çay almak için ofis boyunca yürüdüğümde, ister istemez gözüm takılıveriyor." diyecekmiş gibi bakan hüzünlü gözlerini görür gibi oluyorum.

Tamam tamam, bunun için sana bir metaforla bu meziyeti kazandırmaya and içtim.

Kadınları bilirsin; zaman zaman göğüs çatallarını belli eden kıyafetler giymekten hoşlanırlar. Ancak gözlerinin takıldığını hissederlerse, "Çatala Bakan Sapık!" olarak anılmayı kabullenmek zorundasın. Eğer kibar ve karşısındakine saygılı bir erkeksen, göğüs çatalının orada olduğunu bilir; ama kesinlikle onun görebileceği bir şekilde gözlerini olay mahalline yönlendirmezsin. Başkasının laptop & cep telefonu ekranları = bir kadının göğüs çatalı. Orada olduğunu bil; ancak görme!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

hahahahahahahh. göğüs çatalı ve bilgisayar ekranı benzetmesine koptum yanlız.

Adsız dedi ki...

yanlız değil yalnız