13 Nisan 2011 Çarşamba

#9 PLAZALARDA GİYİM KUŞAM (ERKEKLERE YÖNELİK) - İKİNCİ BÖLÜM


6) Şık ve sade birer kol düğmesi, özellikle takımın da yerindeyse, havana hava katar. Mümkünse dolar işareti, futbol topu / otomobil / golf topu / zar / vs. figürlü conci manşetlerden kaçın! Eğlenceli olduğunu düşündüğün kol düğmeleri, takım elbiseye hapsolmuş benliğine o "eğlenceli, yihhhuu! çılgın!" havayı katmayacak. Aksine, seni lise yıllarını unutmamış bir "kaybeden" gibi gösterecek. Ergenlik yılları geride kaldı tatlım!

7) Kravat iğneleri! Sakın sakın! Kravat iğneleri babanın, hatta büyükbabanın, devlet dairesi yıllarında yükselen aksesuarlardan biriydi belki... Artık, değil!

8) Kravatta iddialı desenlerden köşe bucak kaç! Maksimum çılgınlığın, rica ederim, birbiriyle uyumlı verev çizgiler olsun. Verev nedir? Sola eğimli çizgiler. Mesela Vakko'nun ve birçok yabancı markanın kravatları muhteşem, bundan eminiz. Ama Vakkolar, Boss'lar, Zegna'lar pahalı mı geliyor? Olabilir. O hâlde o markaların modellerini ezberle ve başka markaların Vakko'nun kravatlarına benzer modellerini yakala. (Massimo Dutti'yi denedin mi mesela?)

Eğer ailesiyle yaşayan bir genç profesyonelsen, babanın kravatlarına ortak olman anlaşılabilir. Ancak babanın kendisi için seçtiği ve ona çok yakışan kalın kravatlar, sende hayli demode duracaktır. İstersen babanla sadece çorap çekmeceniz ortak olsun, sen kendine daha modern, ince kesim kravatlar tercih et. Ne dersin canım?

Kravat konusu hassas bi' mevzu, son olarak: dünyanın en güzel kravatına da sahip olsan, eğer doğru dürüst bağlayamazsan ya "kokuşmuş bir liseli" gibi görünürsün ya da "Hababam Sınıfı karakterlerinin yıl sonu müsamerelerindeki hâli"ne dönersin. Elin İngilizi şurada ayrıntılarıyla açıklamış, nasıl kravat bağlayabileceğimizi. İzleyelim. Feyz alalım. Tabii ki "Practice makes perfect!"

9) Lisede ders aralarında bahçede top koşturur, terlerdin. Ahh, ne tatlı günlerdi... Biricik anneciğin de terini çeksin diye deste deste atlet / fanila alırdı sana; mutlu mutlu ve kuru kuru gezerdin. Zaten lisede herkesin atleti beyaz gömleğinin altında belli oluyordu. Problem değildi. Ancak iş yeri, toplantılar, kısacası kurumsal hayat, senin sağlığına gösterdiğin bu tür bir hassasiyeti kaldırmaz. Gömleğinin altından görünen kolsuz atlet izlerinin ne denli feci durduğunun farkında mısın? Kolsuz atlet yok!

10) Teksas'ta yaşayan, baba tarafı kovboylara dayanan biri değilsen; efendime söyleyeyim, kemer tokası ithalatıyla filan uğraşmıyorsan eğer; mümkün olduğunca en sade kemeri seç ve tak. Kemer ve ayakkabı daima aynı renk olmalı. Daima. Başka bir seçeneğin yok bile!

Plaza Kanunları, aşkların en güzeli...

6 yorum:

deryik dedi ki...

kolsuz atlet bence olabilir; ama dikişsiz olmalı. bence yani.
mesela marks & spencer'ın filan var, ince dikişli. gömleğin kol dikişiyle örtüştüğü için de iz yapmıyor, oyuk ve kabapçı amca tipli değil.

bu ısrarım şundan, atlet yoksa "gömlek altından belli olan göğüs kılları ve dönemsel ter izleriyle mücadele derneği" kuralım. o daha fena.

Adsız dedi ki...

atletsiz gömlek giyince gögüs uçları da belli oluyormuş diyorlar

deryik dedi ki...

akıllara hemen bir seinfeld klasiği olarak bro geliyor:
Bro – (related terms: mansiere, bra-less wonder) 1. a bra specifically designed for men 2. prototype invented by Cosmo Kramer after seeing Frank Costanza shirtless. 3. claims to help men “carrying a lot of extra baggage up there” to improve their posture, breathe easier and feel ten years younger.

Adsız dedi ki...

ingilizceyi ana dilin gibi konuşuyorsun deryik anladık.
Allah aşkına her lafa ingilizce serpiştirme olayına da değin lütfenn...

deryik dedi ki...

sevgili adsız: ingilizceyi ana dilim gibi konuşmuyorum, copy-paste'im iyi.

deryik dedi ki...

sevgili adsız: ingilizceyi ana dilim gibi konuşmuyorum, copy-paste'im iyi.