5 Nisan 2011 Salı

#6 PLAZALARDA GİYİM KUŞAM (KADINLARA YÖNELİK) - BÖLÜM 1


Gönül ister ki her birimizin iş yerinde, sponsor firmalar tarafından doldurulmuş büyük giyinme odaları olsun, her şirkette bir mini kuaför bulunsun. Ne gece yatağa kafamızı koyduğumuzda, “Yarın ne giysem?” karmaşası bulandırsın zihnimizi, ne yeni yıkadığımız saçlarımızı hizaya sokma endişesi taşıyalım sabahları evden çıkmadan evvel.

FAKAT ÖYLE BİR DÜNYA YOK!

Giyim kuşam insanların senin hakkında düşünebileceği ilk fikrin temellerini atar. Bu konuda hemfikiriz, değil mi? Şimdi içki masasında, sigara kahve molasında çoluk çocuğun dedikodu malzemesi olmaman için, fotoğrafta gördüğün şahıs misali karşına geçiyorum ve saymaya başlıyorum.

İş yeri senin deneysel stil çalışmalarını yansıtabileceğin ve tarzın hakkında kamuoyu yoklaması yapabileceğin bir yer mi sence? Bu kadar “iddia”ya hiç gerek var mı?

1) Hiç kimse anasının karnından stil danışmanı olarak doğmadı. Muhteşem bir moda gözün yoksa, problem değil. Temel olarak dikkat etmen gereken sihirli kelime: DENGE! Desenler arası denge, kumaşlar arası denge. Çiçekli bir üst kullandıysan, sade bir etek / pantolonun olsun. Eteğin afilliyse üstün sade olsun. Saten, ışıl ışıl bir gömlek giyinmişsin, ne güzel! Altına yine saten bir etek giyersen, "Merhaba, küçük oğlumu sünnet ettirdik! Altınları yastığa iliştirilelim!" mesajı verirsin. Ha, ışıl ışıl gömleğinin altına, mat kumaştan düz, mümkün olduğunca detaysız bir etek giydin; bir gören bir daha bakar, sünnet tebriklerini değil, övgüleri toplarsın.

2) Birbirinden yaldızlı, dantelli, birbirinden desenli külotlu çoraplar... Bir çorap reklamı filminde harikalar yaratabilir, peki ya senin tayyörünün altında aynı muhteşemlikte duruyor mu? Penti'nin Sonbahar - Kış koleksiyonunun bacaklarında nefis durduğundan emin misin? Üstelik dostlarınla katıldığın bir fasıl eğlencesinde değil; gündüz vakti, ofiste! İddiana güvenmiyor değilim ama plaza yaşamında bıçak sırtı kararlar bunlar.

3) Doku uyumuna dikkat! Nasıl dikkat edeceksin? Mesela pazar günü Bebek'te kahve içerken kullanabileceğin tarzda, bezden yapılma, çiçeklerle bezeli bir çantayı, iş kıyafetlerinle kombinlemeyeceksin.

4) Kalça ve basene oturan pantolonlar, hele ki şık birer üstle & topuklu ayakkabılarla bütünleşmişse, sana sadelik ve şıklığın kapılarını açacaktır. Ancak seni arkadan izleyenler, iç çamaşırı izinle karşılaştıklarında ne yazık ki aynı etkiyi sürdüremeyeceksin. Mümkünse pantolon günleriyle "tanga" günlerini aynı zamana denk getirmeye çalış. Veyahut üstüne oturan pantolon hevesini bir müddet rafa kaldır.

5) Genelde Medium giyen bir insansan, Large beden bir gömlek satın almak insanın biraz içine oturur. Keza bedenin Large ise, XL bir bluzle mağazadan çıkmak da moral bozucu olabilir... Ancak gerilmiş iki gömlek düğmesi arasından görünen iç çamaşırı, yine sutyenin kenarlarından pörtleyen sırt yağların tüm şıklığını silip süpürebileceği gibi; hayli ucuz da bir görüntü yaratır. Vücuduna uygun beden kıyafetler seçmeye özen göster, asaletin konuşsun bebeğim.


Plaza Kanunları, şıklığın ve hoşlukların kapısını açmaya devam edecek... 

3 yorum:

pınar dedi ki...

son maddeye benden ek: o gömleğin öyle gerileceği verili durum olduğu için kıyafete uygun bir "badi" giyerek şıklığına şıklık katanlar da var. asla bi beden büyük gömlek almıyor ama evet, o renk uyumunu gözetiyor. gerili gömlek düğmelerine uzaktan bakınca, ilkokuldaki su dalgası şeklinde kenar süsleri geliyo aklıma.

Adsız dedi ki...

e bunun erkekler için olanı yok mu??

Plaza Kanunları dedi ki...

Pınar, alttan çıtçıtlı badi de o bahsettiğiniz modanın bir parçası! ama sanırım kullanım alanı son 1-2 yıldır biraz da olsa daraldı. çok şükür!

adsız, erkekler için olanı da çok yakında, yine plaza kanunları'nda!