18 Nisan 2011 Pazartesi

#10 PLAZALARDA BİR KANAYAN YARA: TUVALET EĞİTİMİ


Merhaba Plaza İnsanı, hafta sonu nasıldı?

Muhtemelen havanın güzel olmasına kandın, kendini sahillere attın. Zira ben bugün Bebek - Sarıyer arasında hiç park yeri bulamadım. Sen ve kader arkadaşların ise, Hisar'daki kahvaltı mekânlarını tıklım tıkış doldurmuştunuz. Cadde de benzer durumdaymış, Anadolu insanları! Hafta içi boyunca tutulan nefesleri şu iki güne bölüştürmeye çalışmışsınız. Yazık...

Bugünkü konumuz, bugüne kadarki maddelerden çok farklı, biraz radikal; ancak kessssinlikle çok mühim!


Tuvalet kurallarından bahsedeceğiz, sevgili dostlar.
Herkesin aklında olan, pek çok kişinin dillendiremediği, ancak uyulduğu takdirde hepimizi güzel günlere gark edecek kurallardan...

İZ BIRAKANLAR UNUTULMAZ: Belki evinde hiç umrunda değil, klozetin içinde bıraktığın izler... Ancak toplu kullanıma açık tuvaletlerde, bunun ne denli mide bulandırıcı bir durum olduğu aşikar. Gözünü seveyim, çıkarken dön bak arkana ve geçmişini iyice temizlediğinden emin ol. Boşver bir kereliğine küresel ısınmayı, asıl sifona. Gerekirse, tekrar tekrar ve tekrar. Çıkarken imzanı, imzalarını sildiğinden emin ol.

Klozet kenarları önemlidir. Su damlaları, idrar damlamaları. Bunu daha ne kadar kibarlaştırarak yazabilirim bilmiyorum.
Özellikle kadınlar için, klozet kenarlarında bırakılmış damlamalar.. Hani şu ped reklamlarında mavi sıvıyla sembolize edilen; ancak gerçek hayatta hiç de öyle "sempatik" ve "hijyenik" durmayan kalıntılar...

"Nasıl bulmak istiyorsan, öyle bırak." felsefesi yıllardan beri zihnimizde yer etmiş, en güzel duyguların felsefesi. Kontratı bitmeye yüz tutmuş dairen için de, ayrılmak üzere olduğun sevgilin için de geçerli. Ancak, bulmak istediğin gibi bırakmanın da yetmediği, yetemediği durumlar söz konusu.

KOKU: Açık ve net söyleyeyim. Bunun için yapabileceğin hiçbir şey yok! Yediğine içtiğine dikkat et, tarzı şoven ve sıkıcı vegan öğütler verecek değilim. Yanında portatif havalandırma taşıyamayacağına göre, iş, sana değil, senden bir sonra tuvaleti kullanacak şahsa düşüyor.

Şimdi spotlar seni gösteriyor, pek sevgili, tuvaletin boşalmasını bekleyen kişi. Tuvaleti kullanmak istiyorsun, hangisi boşalsa onu kullanacaksın. Evet, evet, anladık. Peki ya seni neyin beklediğinden haberin var mı? Belki o minicik kabine kendini attığın an kesif bir koku bulutuyla burun buruna geleceksin. Keza tuvaleti sana devretmiş şahıs da bunun farkında. Sen, onun tam bir "koku bırakan" olduğunu gözyaşları içerisinde öğrenecek ve bunu asla unutmayacaksın. O, senin bu gerçeği bildiğini bilecek ve bunu asssla unutmayacak. Bu, ikinizin arasında, söylenmemiş, yazılmamış bir gerçek olarak, gergin bir tel gibi titredikçe titreyecek. Her gün, yüz yüze bakmaya devam edeceksiniz. Tüm bu gerilim, dram, trajediye hazır mısın? Daha doğrusu, gerek var mı tüm bunlara?

Çözüm: Ne var yani, tuvaletteki şahsın çıkmasını beklesen, hatta beklemesen, bir 5 dk sonra yeniden gelmek üzere masana yollansan. Hadi üşendin, inat ettin illaki bekleyeceksin diyelim, kişi tuvaletten çıkar çıkmaz atmasan kendini içeri... Saçınla oynasan, aynada cildinin gözeneklerini incelesen, ne bileyim erkeksen kelleşme durumunu gözlemlesen, yanındakiyle laflasan. Yani, tuvaletten çıkan kişi, bilmese senin amacının, onun bıraktığı tuvaleti kullanmak olduğunu. Aslında bu kadar basit bazen hayat.


Plaza Kanunları, sizlere ofis tuvaletlerinde de lüks ve şaşaanın kapılarını açar.

4 yorum:

ceren dedi ki...

Bir de,
Buyuk tuvaletin geldiği zaman yasanan ikilemleri de yazar mısın? Hani tuvaletin bosalmasını beklersin. Ama biri gelir, tutamazsın. Sora cıksın bari de kim oldugumu görmesin dersin…

Cok mu igrenc olur bilemedim ama.
O da kanayan yara değil mi?

deryik dedi ki...

plaza tuvaletlerinde diş fırçalayan kadın! ortaokulda da böyle yapardın, o zaman diş tellerin vardı, anlayışla karşılardık. şimdi diş macunu bile "günde 2 kez!" derken sen illa ki üçlüyorsun, hep üçlüyorsun.

mermaid dedi ki...

ve bir de sigara içenler, öğlen dedikodusunu orada yapanlar.

Adsız dedi ki...

Peki ya ses?