Kadınların saçıydı, parfümüydü, aman efendim göz kalemiydi, topuğuydu derken; erkekleri unuttuk sanmayın. Kadın giyimi nasıl "içine düşünce kaybolduğunuz bir derya" ise; erkek giyimi o kadar sınırlı ve temel kuralları bilince de o kadar kolay aslında.
Başlıyoruz.
1) Renk seçimi yaparken "safety zone"dan şaşma! Nedir safety zone'da bulunan renkler? Konu takım elbise ise: siyah, koyu lacivert, füme, gri. Gömlek ise: beyaz, uçuk mavi. Kravattan söz ediyorsak da: eğer ortam uygunsa, renklenmek güzeldir. Bu arada, n'olur şunu aklında tut: kahverengi, safety zone'dan kilometrelerce uzaktadır. Kahverengi, yalnız ve yitirilmiş memuriyet yıllarının rengidir!
2) Yazın baldızının düğünü için özene bezene satın aldığın "parlak" takım elbiseyi her giydiğinde, ofisteki kadınlar arkandan ne dedikodunu çeviriyorlar, haberin var mı? Ha bence, parlak takım elbise düğünde dernekte de giyilmemeli; ancak elimden gelse, bunların kurumsal hayata girmemeleri için canımı ortaya koyar, her şirketin girişine bir görevli dikerim. Ele geçirdiğim tüm parlak takım elbiseleri "Sahne Sanatçılarını Koruma ve Yaşatma Derneği"ne bağışlarım. Tabii öncelikle o derneğin kurulum aşamasında zevkle ve itinayla çalışırım! Sadece ben mi? Twitter'dan ve Facebook sayfasından erkek giyimi üzerine çalıştığımızı duyurduğumuzda hemen her kadının önerisi bu yöndeydi. Kadınların fikrini göz önünde bulundurmalısın.
3) Pantolon paçalarına dikkaaat! Takım elbiseyi satın aldın. Tadilatsız giyemeyeceğini bilecek kadar bu işe hakimsin. Peki tadilat konusunda kendini işin ehline bıraktın mı? İtalyanlar pantolon paçalarını kısa tutar diye biliyorsun; peki sence Türk erkeğiyle İtalyan erkeği bir mi? Hatta her kısa paça pantolon İtalyan usulü mü, acaba? Aman diyelim. Pantolon paça boylarına dikkat edelim. Ne İtalyan erkeklerine özenip, "yaz tatilinde boy attığı için okul üniformasından taşan liseli" olalım... Ne de zevksiz kimi siyasetçiler gibi şalvar paçası özgürlüğünde dolaşalım.
4) Bacak kılları sadece kadınlara özgü bir itici unsur değildir! Ah, giymişsin en şık takım elbiseni, patronunla görüşmeye girmişsin. Attın bacak bacak üstüne, ister istemez pantolon paçaları kısaldı oturunca... Yukarı çıkan pantolon paçası, kısa kalan çorabın... Ve bu ikisi arasından gülümseyen "tenin", "bacak kılların"... Twitter anketinde bu konu da açık ara öndeydi, belirteyim. Oysaki erkekler için özel olarak tasarlanmış, diz altında biten uzun çoraplar bulunmakta. Ne seni rahatsız etmekte, ne de yanındakini. Yapma, n'olur yapma!
5) Dost başa, düşman herrr zaman ayağa bakar! Çeşitli şirketlerin finans, kurumsal iletişim, medya, insan kaynakları, hukuk departmanlarında çalışan kadınlara, "Bir erkekte ilk olarak nereye dikkat ettiklerini" sorduğumuzda, "AYAKKABI!" cevabını aldık. Burnu kalkık, ucu sivri, gergin bir sünnet çocuğuna aitmişçesine PARLAK ayakkabılardan, tabanı kaba lastikli, kalın kunduralardan kesinlikle KAÇINIYORUZ! Ne yazık ki bu, "zevk meselesi" deyip de geçebileceğiniz bir konu değil. Bir kadının itici bulduğu ayakkabıyı, emin olun ki patronunuz da itici, kıro, zevksiz bulacaktır. Evet, patronlar en az kadınlar kadar acımasızdır. Ayrıca, Tozlu, çamurlu bir ayakkabının ise seni hayli özensiz ve paspal göstereceğini zaten biliyorsun. Çekmecede birkaç ıslak mendil, birçok derde çare gelir.
Plaza Kanunları, erkekleri kırmızı halının en orta yerine yerleştirmeye devam edecek.
3 yorum:
o kadınlar ki "ayakkabı bağcığınız çamura girmiş galiba, pis pis bağlamışsınız" diyen delilerdir.
E ama gomlek deyip gecmek kolay, yakasini yuzlerine yakistirsalar,gomlegin eteklerini iclerine guzelce sokmayi becerseler (bu arada tembellik edip gomlegin sadece gorunen yerlerini utuleyeceklerine tamamini utulerlerse pantalonun icine soktuklarinda adam gibi gorunurler, potur gibi durmaz o pantolon) kemerlerine uc bes kurus para harcasalar olmaz mi?
Bu arada atlet konusuna da deginmemissiniz, sunu da bi acikliga kavusturun bence.
madem boss ve emporio logolarını göstermekten vazgeçemiyorsun büyük tokalı kemerlerin yerine daha mutevazı olanlar tercih edilebilir
Yorum Gönder