Programımız sürerken, fakslarımız gelmeye devam ediyor... Eveeeet, değerli okurumuz Burcu, "Plazalarda hızla yükselirken ne renk ojeler sürebiliriz hocam?" diye iletmiş.
Ben derim ki, tabii ki ne iş yerinde, ne de günlük yaşamınızda pembe sedefli konken ojesi sürmeyin; ammavelakin, bu sizin zevkiniz canlarım. Bize karışmak düşmez. Dolayısıyla, tayyör filan giymiyorsanız eğer, maviler yeşiller, Chaneller Essieler Flormarlar serbest... Hatta şöyle atraksiyonlara bile girebilirsiniz;
Ne kadar neşe dolu bir enstalasyon!
TEK BİR ŞARTLA!
1- Uçları sıyrılmış, uzamaya başlamış dolayısıyla dipleri beyaz kalmış, rengi kaçmış 10 günlük ojelerden hazzetmiyoruz. Ennn geç haftada bir yenilemenizi, yenilemeden evvel genel törpü işlerinizi hâlletmenizi öneriyoruz. (Özgürce her yöne uzamış tırnaklara son.)
2- Manikür elbette şart değil; ancak uzamış, kurumuş tırnak dibi etleri fena, fena, çok fena! Maniküre gidemiyorsan, Sally Hansen'ın Cuticle Remover'ı ile o fazlalıklardan kurtul. "Kurumuş tırnak dibi etleri nedir?" diye soran erkek okurlarım için -tabi bu satıra kadar erkek bir okur kaldıysa bir parantez açmak istiyorum burada. (Kurumuş tırnak dibi etleri nasıl bir şey diye öğrenmek isterseniz tıklayınız)
3- Bazı genç kızların Emel Sayın'mışçasına tırnaklarını uzattığını görüyorum, inanın içim parçalanıyor. Kaldı ki hepimiz 2012 senesinde her gün bilgisayar klavyesiyle, Blackberry tuşlarıyla haşır neşir insanlarız. Uzun tırnaklar da neyin nesi? Çalışma şartlarına başlına başına ters bir durum: uzun tırnak! Kısa olsun, temiz olsun.
Tırnak & Oje kavramı ile ilgili olmazsa olmazlar kısa ve net. Yalnız tekrar ediyoruz; en kötüsü uçları sıyrılmış / uzamış tırnaklar! Böylesi bir sakilliği ne kendinize, ne de şirketinize yapın.
Plaza Kanunları, manikür & pedikürün bir terapi ve bir kurumsal duruş olduğunu bilir; şirketleri bünyelerinde birer güzellik salonu bulundurmaya ikna etmek için çalışır.