27 Şubat 2011 Pazar

PEKİ YA ARAMIZA GERÇEKTEN "HOŞ" MU GELDİN?

"İnsanların hakkımda ne düşündüğü umrumda değil!"

Ahh tatlım, ne de kolay söyleyiveriyorsun bu iddialı mı iddialı cümleyi... Kendinle, göbeğinle, kemikli burnun ve kalın basenlerinle barışık olabilirsin. Olmalısın da! Bedeninle barışık olman öncelikle sana mutlu bir cinsel yaşam sunar. Güzel... Peki ya ofis içi hâl ve tavırların? Bunların sana günün birinde yol, su, elektrik olarak dönmeyeceğinden emin misin?

Titre ve kendine gel! Ofiste karşı cinsin dikkatini çekmek için bağıra bağıra espri yaptığında, senin için dünyanın en anlamlı varlığı olan oğlunun şaklabanlıklarını yöneticinle paylaştığında kimse senin ne kadar cool, ne kadar hayat dolu ve eğlenceli bir insan olduğunu düşünmeyecek. Bridget Jones, Bridget Jones gibi sarsak ve saçma kadınlar üzerinden para kazanmak için ortaya atılmış şişman bir ürün sadece. Bridget Jones dedim diye, yırttım sanma, seni hırslı Satış Müdürü! Benden öğreneceğin çok şey var!

Kimimizin kodlarında var Plaza Kanunları, kimimiz yıllar yılı plazalarda dirsek çürütmüş aile büyüklerimizden öğrendik. Öyle ya da böyle. İyileşmenin ilk adımı, hasta olduğunu kabullenmektir canım. İşin iyileşme kısmında da yanında herrr zaman ben varım.

26 Şubat 2011 Cumartesi

ARAMIZA HOŞGELDİN!


Pırıl pırıl gençlerdiniz elinize afili diplomalar tutuşturulduğunda. Kiminizin işi mezuniyet öncesinde hazırdı, kiminiz henüz bulamamıştı ve "Bir süre dinleneceğim!" açıklamasıyla hem akrabaların, hem de kendi içini rahatlatıyordu... Kimiyse cep telefonunda yanıp sönen tanımadığı her telefon numarasını iki gün önce Kariyer.net'ten başvurduğu şirket sanıyordu.

Öyle ya da böyle, sen de günün birinde bir şirkete kapağı attın. Servis şoförünün telefon numarasını, çay kahve alacağın köşeyi öğrendin, özene bezene seçtiğin ajandanda tutmaya başladın toplantı notlarını.

İyi de çalışma disiplinin, şirketin aranan ismi olmaya yeter mi?

Ya da zaten işine, şirketine yıllarını vermişsin. Neler görmüşsün neler... Zaman zaman eski çalıştığın ofis, geçmiş yaşamından bir kare gibi geliyor gözlerinin önüne. Zaman zaman o "senin eski şirkette.." çayların ne denli kararında demlendiğinden dem vuruyorsun. Sence her şeyi doğru yapıyor musun? Yaptığın işlerin sonuçlarını, tepkileri öngördün diyelim; senin hâl ve hareketlerinin nasıl yankı bulduğunu merak etmiyor musun?